Son dönemlerde sıkça izledigin bir dizide beni hayli etkileyen birisinden söz etmek istedim. Bu bahsi geçen dizi polisiye bir kurgusu olan ve genelde aynı olayları farklı insanlarla sunan klasik tv dizilerinden arka sokaklardır. Aslında burada bahsetmek istedigim arka sokaklarda Çoban polis isminde ki polisin büyük kızıdır. İzledigim bir kaç bölüm de itiraf etmem gerekirse gözümü çok tatlı gözüktü. Film ve TV sektöründe tanışmak istedigim bir kaç isim vardır bunlarda zaten belli başlı kişilerdir. Bu kişilerin başında Elisha Curthbet bulunuyor ardından Kate Winslet geliyor ve üçünçü olarak ilk defa bir Türk ile tanışmayı istedim. Kendisi de Yüşra Geyik’dir. Hakkında biraz araştırma yaptım yaş olarak tahminimden küçük çıktı. Kendisi 1990 doğumluymuş ve dogum yeride Samsun olarak geçiyordu. Kendi yazdığı ve oynadığı tiyatro oyunları ve filmler bulunuyormuş. Bu yüzden kariyerine beyaz perde de devam ettirme kararı almış bence çokta hoş olmuş. Bildiginiz gibi benimde onayla isminde film projem var. Erkek oyuncu için aklımda bir çok isim mevcut ama bayan oyuncu için şu an aklımda sadece Yüşra var. Kendisi aklımda ki filmin asıl kızı için çok uygun bir karakter ve ona bakarak yapabileceği şeyleri, gülüşünü ve ağlayışını düşünerek yazıyorum desem yalan olmaz. Film senaryom konusunda beni hırslandıgını da söylesem yalan olmaz. Burada bu konuya deginmemde ki asıl sebeplerden birisi de film projemde ki karaktere hitap etmeside diyebilirim. Aslında bu zamana kadar Arka Sokakları en fazla 10 bölümünü felan izlemişimdir. 10 bölümde de izledigim tek şey Yüşra diyebilirim.

Şu ana kadar yazdığım filmin birinci bölümün ilk 3 kısmını okuyan arkadaşların hala tanımadığı bir karakter mevcut. Bu karakter başrol oyuncusu Mehmet’in kendisine gelmesini sağlayan hayatı ve kaderi olduğu durum olarak kabul etmesinde ki en büyük etkenlerden biriside Yüşra olacak. Henüz Yüşra konusunu yazmaya başlamadığım için henüz isim belirlemedim fakat Yüşra’nın yüzüne baktığım zaman aklıma bir kaç isimde geliyor. Bu isimleri şu şekilde sayabilirim aslında sevgi, gül ve derya isimleridir. Aslında karakter ise birebir uyan isim gül ismi diyebilirim. İsimi seçmem de ki etkenlerin başında kuşkusuz aklımda ki kurgu içerisinde ki yüşra karakterinin hayat tarzı da diyebiliriz. Onayla filmi ne kadar bilimkurgu bir film olsa da film içerisinde ki izlenimler yaşamdan soluk olmayan eğlencelik kesitler diyebiliriz. Okuyan arkadaşların bildiği gibi filmde dilence karakterinin yüzünde ki gülümsemeler yatıyor. Fakat iş Yüşra’ya gelince biraz daha farklılaşıyor. Hala hayatında asıl oğlanı bulamamış ve içerisinde gizli olan hayattan zevk alma duygusunu keşfedememiş birisini canlandırıyor. Bu zamana kadar içerisinde ki eksikliği dünya üzerinde tamamlayacak hiç bir şey olmadığı düşüncesi ile düşünceli bir yaşam yaşıyor. Ta ki başrol oyuncumuz Mehmet’i görene kadar. Mehmet’i gören Yüşra’da çok fazla değişiklikler oluyor. Artık içerisinde ki o eksik yanın dünya’da olduğuna inanmaya başlıyor desek doğru bir tabir olur.

Yüşra’nın beni etkilemesinde ki en büyük etken aslında mutsuz bir şekilde ayrıldığım son 2 kız arkadaşımın birleşimi veya ortalaması olduğundan dolayı diyebilirim. Bir gün kendisi ile tanışacağımdan eminim. Şuandan 3 veya 5 yıl sonra ama bir gün mutlaka o gün gelecek. O zaman söylenesi en güzel sözleri kendisine büyük bir haz ile ileteceğim. ve Bu güzel sözlerin ona ait olduğunu o an sadece ben ve kendisi bilecek. ( veya herkes ) İnternet’i takip ediyor mu bilmiyorum fakat şunu bilmesini isterim ki eğer ortalarda bir hayranlık diye bir şey gerçekten varsa onun en büyük hayranı benimdir ( Tahir Dinç ). Yaşının benden küçük olması onla ilgili hani şu bilinen beyaz perde karakterine duygusal bir bag kurma olayını biraz zorlaştırıyor. Evet aramızda ne kadar 5 yaş olsa da 5 yaş bence ciddi bir zaman dilimidir. Her neyse konu ile alakasız bir noktaya kaydı mevzu. Lakin ben sık sık burada Yüşra hakkında ve film karakteri hakkında psikolojik analizleri çıkartacam ve aslında bu filmde en çok zevk aldığım noktada bu olacak gibi. Film Yüşra ve Mehmet arasında ki o duygusal olaya geldiği zaman en çok kendimi kasacagım nokta o kısım olacaktır.

Onayla film projenin ilk 3 kısmını okuyan arkadaşlara da bir diğer sürprizim ise yakın zamanda 4. kısmında onlara sunacağım. Fakat yazı olarak düşünce olarak güzel olması bir yana benim yazdığım şekilde bir film yazılmaz. Şu an hatalara gark ediyorum kendimi fakat yakın zamanda uzun uğraşlar ile kayıt olmadığım film senaryo kursuna yazılıp, şu ana kadar yazdığım senaryoyu tamamen yeniden yorumlayacağım. O zaman işte nasıl film çekilir gibi şeyleri araştırıp duracağım. Bu film projesinin gerçekleşmesinin hemen ardından aklımda ki 2 öyküyü de senaryolaştırıp bitireceğim. Fakat bir bilim kurgu filmi olan Onayla bir seriden oluşuyor. 3 seri de de farklı karakterlerden oluşan film efsaneleşmesi bile Türk ve Avrupa sinemaları için iyi bir yenilik olacak. Velhasıl yazımda burada bitiyor, kısaca iyi dileklerim olan Yüşra ile tanışmam dileğiyle…

Tahir Dinç

Tahir Dinç

18 yıldır film sektöründe çalışmalar yapan Dinç, profesyonel anlamda bir çok çalışmaya imza atmıştır. Günümüzde kendine ait Türk SEM reklam ajansını yönetmektedir.

View all posts

28 comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir